21 Ekim 2009 Çarşamba

Karamsarım , çünkü Fenerliyim.

Yaşım itibarı ile Lefter,Can ve Cemillere yetişemedim. Futbolu sever ve uzun zamandır da takip ederim. Bir FBli olarak bugün hala Rıdvan,Toni,Aykutun yaptıklarını ve Pierre konuşmamıza inanın çok üzülüyorum. Alt yapıdan bir tane futbolcu çıkmamasını şaşkınlık biraz da kızgınlıkla karşılıyorum.Geçenlerde bir blogta gördüğüm fotoğrafa imrenerek baktım ve neden bu durumlarda olduğumuzu daha iyi anladım. Söz konusu fotoğraf fazla değil on yıl önce çekilmiş. Nou Camp stadında yapılan seronomide , zamanın takım kaptanı Guardiola, şampiyonluk kazanan takımın kaptanı olan çocuğa kulübü temsilen şilt veriyor. Küçük çocuğun ismi, İneasta. Alt yaş gruplarından birinde şampiyon olmuşlar ve A takım kaptanı tarafından ona re ediliyor. Guardiola ve İneastanın şu anki durumlarını yazmaya gerek görmüyorum.
Bir de tutkuyla bağlandığım takımımın son on , yirmi yılına bakıyorum. Alt yapımızdan kim çıkmış diye ? Geçtiğimiz yıllarda kaç tane oynadı veya kaçının ismini hatırlıyorsunuz. Çok haksızlık yapmak istemiyorum ! Seneler sonra ilk defa bu yıl sevindim. Çocukluğumun futbol ilahı Aykut Kocaman, takımın başına direktör olarak geçmişti. En azından Guardiola ayağı kısmen gerçekleştirilmişti.
Gelelim İneasta ayağına. Fenerbahçe yıldız futbolcuların kulübüdür. Nerede kim yıldız olmuş ise alınır takıma konulur. Oynamış ,oynamamış olması ,takımın sistemine , antrenörün taktik anlayışına uyup,uymayacağı kimsenin umrunda değildir. Çünkü takımın sistemi yoktur. Sistemi kuracak antrenörü ve her şeyden önemlisi kulubün bu zihniyeti oluşturacak düşüncesi yoktur.
Bana kızmayın ! Bugün Barcelonanın A takımı ile herhangi bir alt takımının maçını takip etseniz,hangisi A takımı diye sorarsınız. Sistem vardır. Herkes sisteme uymaktadır.
Manchester United ! Hatırlayın Tuncayın üç golüyle galip gelmiştik,sabahlara kadar eğlenmiş sonrada boş ver B takımı biz Manchesteri yendik,tarih A mı B mı diye yazmaz diye böbürlenmiştik. Fergusonun takımda bugün oynayan adamların yarısına yakını Manchester gelmeden sokakta kimse tanımazdı. Adam buldu getirdi,oynattı,durum meydanda. Beckham,Ronaldoyu satarken düşünmedi bile…
Neden diye sordunuz mu ? Sizin vereceğiniz cevapları sıralayayım :Onların çok parası var ! Bizimde var. Onların stadı var! Bizim de var. Onların taraftarı var! Bizim de var. Onlarda olup, bizde olmayan nedir biliyor musunuz…? Futbol. Bizim takımda futbol yok. Çünkü futbolu oluşturacak malzemeleri bir araya getiremiyoruz. Bunu yapamamakta ki inadımız inat.
Geçen sene takımın başına Avrupa şampiyonu takımın hocası getirildi.Kıyamet koptu. İspanya ligi gol kralı getirildi.Kıyamet koptu. Emre getirildi. Daha çok kıyamet koptu. Anlayacağınız kopan kopana… Sonuç ! Boş verin. Güizayı Aragones istediyse komik, yönetim biz aldık oynat dediyse faciadır. Güizayı dün,bugün ve yarın bu tarzda oynatın. Ne olur biliyor musunuz? Başarısız olduğun da Kezmanın, başarılı( mümkün olamamakta)olduğunda da Aziz Pierin, Anelkanın durumuna düşer, her iki durumda takımdan ayrılır. Düşünün bakalım, FB de iki sezon üst üste santrfor oynayan kaç futbolcu var ?
Bir de kaç küsur senedir sahip olamadığımız kupayı almak için devre arası yapılan imza şov var. İmza şovun kahramanları Alex,David ve Carlos. Alexi ayrı tutuyorum. Diğerleri için takıma ne verdiklerini ,ne götürdüklerini ve her şeyden önemlisi onlar için“ bugün ne top oynadı” diye kaç kere düşündünüz. Inter , Chelsea ve, gol attıktan sonra salya sümük ağlanılan GS maçı… Başka ,başka… Kaç tane sayarsınız?
Forma satışı dedik ,bugün kaç kişinin Carlos, kaç kişinin formasının arkasında Alex yazıyor? Düşünün bakalım. Futbolun hakkını veren yalnızca taraftardır.
Laf açılmışken , bu arkadaşlar için başkanın sezon öncesi açıklaması daha ilginç;” bunlar düzgün çocuklar, ne yapmak istediklerimizi , onlardan beklentilerimizi oturup, konuşacağız.” Yorumu size bırakıyorum. Bunlardan sonra karamsar olmamak mümkün müdür ?